Repertuarımız

"Dünyanın farklı coğrafyalarından, farklı kültürlerinden ve dillerinden ezgileri çok sesli düzenlemelerle seslendiriyoruz."

Andır Sevdaluk (Karadeniz Türküsü)

Düzenleme: Ladies of Tralalka

Karadeniz bölgesinin kendine özgü duygusunu taşıyan bir sevda türküsüdür. Türkünün adı yöre ağzıyla söylenmiştir. Andır kelimesi anımsatmak anlamında değil; yanar, acıtır, kavurur anlamında kullanılmıştır. Sevdaluk ise; sevda, aşk demektir. Hem yöre ağzıyla söylenen sözleriyle hem melodisiyle dinleyeni içine çeker Andır Sevdaluk. Tıpkı Karadeniz’in hırçın dalgaları gibi çoşkulu ve içli bir aşkı tarif eder.

Apano Stin (Yunan Halk Şarkısı)

Düzenleme: Yorgos KRAKASIS ve Nevin APAYDIN

Özellikle Yunan Makedonyası olarak anılan Yunanistan’ın kuzey bölgesinde bilinen ve sevilen bir halk şarkısıdır. ‘Apona’ üstünde, üzerinde anlamında, ‘Stin’ ise yönelme anlamıyla şarkıda; ‘Aponastin triandafilia’ cümlesiyle, gül fidanının üstünde anlamında kullanılmıştır. Doğa betimlemelerinin aşk temasıyla birlikte yer aldığı metaforik süslemeleri barındıran şarkı, müzikal yapısı ile de dinleyeni dingin bir salıncakta sallandığı Balkan coğrafyasına götürür.

Bella Ciao (İtalyan Halk Şarkısı)

Düzenleme: Nevin APAYDIN

İtalyanca ‘Hoşça kal güzelim’ anlamına gelen Bella Ciao’nun, 19.yy’ın sonlarında İtalya’da Po Ovası’nda pirinç tarlalarında zorlu koşullarda çalışan kadın işçilerin söylediği bir protesto şarkısı olarak doğduğu bilinmektedir. Zamanla şarkının sözleri değişmiş; 2.Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası ve Mussolini’nin faşist rejimine karşı savaşan İtalyan partizanlar tarafından söylenen bir direniş marşına dönüşmüştür. Müzikal açıdan basit ve tekrarlanan melodisi ile kolayca söylenebilen Bello Ciao, kitlesel coşkuyu uyandıran güçlü mesajı olan sözleriyle her dilde söylenerek güncelliğini korumuş; direnişin, dayanışmanın ve özgürlüğün sembolü olmuştur.

Bonse Aba (Zambiya Geleneksel Şarkısı)

Düzenleme: María Quintanilla

"Şarkı söyleyenler, Tanrı'nın çocuğu olarak anılmayı hak edenlerdir" anlamını içeren 'Bonse Aba', orijinali Zambiya'daki Bemba Kabilesi tarafından söylenen, hem geleneksel Zambiya hem de Hristiyan müziği unsurlarını içeren bir kutlama şarkısıdır. Canlı ve ritmik yapısı ile günümüzde coşkulu bir acapella şarkısı olarak, çoksesli koroların repertuvarlarını süsler. Genelde eşliksiz icrâ edilse de, şarkıya otantik bir lezzet katan ve doğaçlamaya olanak sağlayan davul ve shaker gibi perküsyon aletleri eşliğinde de söylenebilmektedir.

Çiğdem Der Ki

Söz/Müzik: Aşık VEYSEL
Düzenleme: Nevin APAYDIN

Aşık Veysel Anadolu toprağını, insanını; bir halk ozanı ve hikaye anlatıcısı olarak bağlamasının tellerinde dile getirir. ‘Çiğdem Der Ki’de ozan: Çiçeğin narinliği ve kırılganlığını kendi ağzından anlatarak benzetme öğesi olarak kişileştirmiş; özlemler, ayrılıklarla hüzünlü ve içli bir iç döküşe dönüştürmüştür.

Çok Yorgunum

Söz: Nazım HİKMET
Müzik: Cem KARACA
Düzenleme: Nevin APAYDIN

“Yorgunum Kaptan” şiiri, ülkesini terk etmek zorunda bırakılan Nâzım Hikmet’in memleketinden ayrılışının ve bir daha dönemeyişinin hüzünlü hikâyesidir. 1951 yılında bir haziran sabahı Tarabya’dan Plehanov adlı şilebe binen Nazım, Köstence’ye doğru yola çıkar. Şilebin kaptanı seyir defterine Nazım’ın adını yazmıştır. Bir gün memlekete geri döneceğini hâyâl eden Nazım Hikmet, dönüşte seyir defterine adını kendisinin yazacağını düşünür ancak ne yazık ki bu umudu kalmayınca ‘Çok yorgunum beni bekleme kaptan, seyir defterine adımı başkası yazsın’ mısralarını kâleme alır. Cem Karaca, 12 Eylül darbesinin ardından Almanya’da memleket hasretiyle bu şiiri bestelemiştir. Sözleri öne çıkaran müzikal yapısı ile şarkı, yorumlayanın duygusal yoğunluğuna odaklanmaktadır.

Dar Hejiroke (Kürt Halk Şarkısı)

Düzenleme: Nevin APAYDIN

Şarkılar, çoğu zaman ortaya çıktıkları coğrafyada, beslendikleri kültüre içkindir ve alegorilerle zenginleşir anlamları, mitlerle kuşaktan kuşağa taşınır. Şarkıya adını veren incir ağacı, Cizre sınırı civarındadır ve bir gelin ve damadın hikayesine konu olmuştur. Şarkıdaki gelin; incir ağacı gibi görkemlidir, güzeldir, esmerdir. Damat da incir ağacı gibi hoş biridir. Darhêjîrokê Xemrevînokê: İncir ağacısın gam götürensin, der şarkı. Birçok kültürde varlığıyla bereketi temsil eden incir ağacının simgesel huzuru; şarkının tonuyla bizi neşeli bir düğüne davet etse de, çelişkili duygu dolu notalarında hüznü de yaşatır, dinleyenlere.

Dilmano Dilbero (Bulgar Halk Şarkısı)

Düzenleme: Laboratorium Piesni

Bulgaristan'ın kuzeybatı yöresine ait, geleneksel olarak düğünlerde çalınan ve çok bilinen bir halk şarkısıdır. Dilmana adındaki genç bir kızın, biber ekerken bir gençle flört ettiği, cilveli bir hasat-ekim şarkısı olarak da bilinir. Doğurganlığın ve yaşamın sembolü olarak kabul edilen biberin, toprağa nasıl ekilmesi gerektiğini soranlara, Dilmana'nın cevabı şarkının sevinçli tonunun, doğanın ritmi gibi hızlanıp yavaşlamasıyla duyulur: "Tohumu iyice iterek toprağa yerleştiriyorsun. Bu şekilde ekerseniz önce çiçek açar-büyürler, sonra meyve verirler ve sen de istediğin kadar toplayıp, yiyebilirsin."

Dolama Dolamayı (Kıbrıs Türküsü)

Düzenleme: Nevin APAYDIN

Adını, yerel kültürün öğelerinden biri olan kadınların bellerine bağladıkları dolama adındaki şaldan alır. Kıvrak melodisi, geleneksel tema ve motifleriyle, özellikle yerel festivallerde ve düğünlerde sevilerek söylenen türkü, dünya müzikleri arasındaki yerini almıştır.

Ederlezi

Söz/Müzik: Goran BREGOVİÇ
Düzenleme: Nevin APAYDIN

Ederlezi, ismini özellikle Balkan Coğrafyası'nda yaşamakta olan Çingene Halk tarafından kutlanmakta olan bahar festivalinden almıştır. Şarkının baharın gelişini vurgulayan sevinçli ve coşturan havası; kimi zaman Çingene Halkı'nın çektiği sıkıntıları dile getirdikleri, dilek ve istekleri için ritüeller düzenledikleri bir yakarışa dönüşürken, kimi zaman da Bosna'daki soykırımda hayatını kaybedenlerin feryadını yansıtan, içimizi titreten bir ağıda dönüşür.

Erti Nakhvit (Gürcü Halk Şarkısı)

Düzenleme: TRIO MANDILI

Erti nakhvit, ilk görüşte aşk anlamına gelir. Gürcüstan'ın doğusundaki Kakheti bölgesine ait olan, Sovyet günlük yaşam kültürünün yaygın olduğu dönemde, bir Gürcü köylü güzeline âşık olan yine Gürcü köylü delikanlısının duygularını dile getirdiği, sevilen bir halk şiiridir. Âşık gençlerin daha iyi bir hayat yaşamak için büyük şehre gitme isteklerini dile getiren şarkının sözlerini; 'Oi dagli dalalo' gibi anlamı olmayan sadece ritim amaçlı söylenen nakaratlar destekler. Erti Nakhvit, aliterasyon sanatı ve uyak kullanımıyla müzikalitesi artırılmış, akılda kalıcı, neşeli ve kıvrak bir şarkıdır.

Gülbahar (Rembetiko)

Söz/Müzik: Vasilis TSITSANIS
Düzenleme: Nevin APAYDIN

Adını, baharın gelişiyle yeniden canlanan doğanın güzelliğini anlatan bir kadın adından alır. Rebetiko müziğinin dokusunda arap ezgileriyle süslenmiş; aşk temasındaki kavuşma-ayrılık öğelerinin birleştiği, kıvrak ve hüzünlü ritmiyle şarkı, kültürler arası geçişin sevilen örneklerinden biridir.

Heyamo (Laz Halk Şarkısı)

Düzenleme: T. Lina

Şarkının, Gürcistan sınırları içinde yer alan bir laz köyü olan Sarpi köyünde ortaya çıktığı düşünülmektedir. Gürcistan-Türkiye sınırında yer alan bu köy, Sarp nehri ile ikiye bölünmüştür. Aynı kültürü ve dili paylaşan halklar, nehrin iki yakasından birbirine seslenir şarkıda. Kırsal toplumun kendine özgü gelenek ve görenekleri, ortaklaşa yapılan işler ve dayanışmanın ruhu, Heyamo'nun ritminde zamanı aşıp günümüze kadar ulaşmıştır.

İzmir'in Kavakları (Ege Türküsü)

Düzenleme: Nevin APAYDIN

İzmir’in Kavakları” türküsü, İzmir’in tarihî mirasını ve Ege’nin kahramanlık kültürünü yansıtan en güçlü halk müziği eserlerinden biri olarak kabul edilir. Hem Osmanlı’nın son dönemlerinde hem de Kurtuluş Savaşı’nda halkın yanında yer alarak zorba ağalara ve baskıcı güçlere karşı mücadele eden, haksızlığa uğrayanların yardımına koşan, mazlumları koruyan ve adaleti sağlayan bir figür olarak tanınan Çakıcı Efe’nin mücadelesi ve efe kültürünün derin izleri bu türkü ile simgeleşmiştir. İzmir’in kavak ağaçları da yalnızca bir doğa unsuru değil, bu destansı hikâyenin sessiz tanıkları olarak türküde yer alırken; aynı zamanda İzmir ve çevresindeki halkın haksızlıklara karşı duruşunu ve direnişini de simgelemektedir. Dokuz sekizlik ritmiyle eser daha çok, Ege yöresine özgü zeybek havası formunda yorumlanır.

Kadın Olmak

Söz/Müzik: Aysun TONYA
Düzenleme: Aysun TONYA ve Nevin APAYDIN

Sözleriyle kadın olmayı, kadının toplumdaki konumlanışıyla gözler önüne seren şarkı, kadına yönelik şiddete dikkat çekmeyi hedeflerken; müziğinin dramatik yapısıyla da bunu ören, toplumsal sorumluluk bilinci veren önemli bir eserdir.

Kadınlar Vardır

Söz: Filiz KERESTECİOĞLU
Düzenleme: Nevin APAYDIN

Bir örnek olaydan yola çıkarak kadınların yaşadığı baskı ve şiddete karşı duruşun ve mücadelenin simgesi olarak doğan şarkı; kitlesel kadın eylemlerinde sıkça söylenmektedir. Şarkının sözleri, kadınların uzun süre sessiz kalmaya zorlandığı, ancak artık susmayacaklarını ve her yerde var olduklarını vurgularken; yalın ama güçlü melodisi de akılda kalıcı ve etkilidir.

Karlı Kayın

Söz: Nazım HİKMET
Müzik: Zülfü LİVANELİ
Düzenleme: Nevin APAYDIN

Nazım Hikmet, ülkesinden ayrı geçirmek zorunda bırakıldığı yıllarda (1956) Peredelkino’da ‘Karlı Kayın Ormanında’ adlı şiirini yazmıştır. Şiir, yurt özlemi, ölüm düşüncesi ve yaşamın anlamı üzerine duygusal bir derinlik taşır. Livaneli’nin 1978 yılında bestelediği bu şiir, sözlerinin dramatik yapısına uygun yavaş tempolu ve hüzünlü ezgisiyle; tarihsel hafızamızı yenileyen, topluma mâl olmuş unutulmaz bir esere dönüşmüştür.

Lazona (Laz Halk Şarkısı)

Düzenleme: Nevin APAYDIN

Adını, Güney Kafkas dillerinden lazca konuşan Türkiye'nin kuzeydoğusunda yaşayan etnik halkın, yaşadığı bölgeyi yaygın olarak tanımladığı isimden alır. Bölgenin doğasının güzelliğine bir övgüdür. Çiçeklerin kokusu, kuşun ötüşü, kırlangıcın kanadı, sabah rüzgarlarıyla, güneşi, ayı ve yıldızlarıyla coğrafyanın büyüsü, Lazona'da canlanır. Şarkı, ritmik yapısıyla ve neşeli melodisiyle sevilen, geleneksel ortamlarda söylenen bir halk şarkısıdır.

Polyuşka Polye

Söz: Viktor GUSEV
Müzik: Lev KNIPPER
Düzenleme: Nevin APAYDIN

Lev Knipper’in ‘Bir Komsomol Askeri Hakkında Şiir’ başlıklı 4. Senfonisi; hem devrim savaşçılarının yurt sevgisini, kahramanca duygularını ve cesaretini yücelttiği hem de coşkulu bir senfonik şarkıya dönüştürdüğü eseridir. Rus Kızıl Ordusu’nun muhteşem yorumuyla, sosyalist gerçekçiliğin senfonik müzikle buluştuğu bir baş yapıta dönüşmüştür.

Sarı Gelin (Ermeni, Azeri Türkü)

Düzenleme: Nevin APAYDIN

Kimi kaynaklara göre sarı gelin, Kıpçak Beyi'nin kızıdır ve aşkı için Erzurumlu bir delikanlı ile dağlara kaçar. Hikaye odur ki; Kıpçak Bey'i bu aşka razı olmaz ve genç delikanlı için dağlar, hayatının son bulduğu yer olur. Kimi kaynaklarda da; sarı gelinin hikayesinde, askerden dönmeyen aşığının ninesinin yaktığı ağıta yer verilmiştir. Hikaye ne olursa olsun: Kars, Ermenistan ve Azerbaycan yöresinde söylenen biçimlerinde farklılıklar bulunsa da Sarı Gelin; anlatıya dayalı türkü olarak, kültürler arasında yolculuk yapan, sevilen bir anonim geleneksel türkü mirası olarak kabul edilmiştir.

Silent Night

Söz: Joseph MOHR
Müzik: Franz GRUBER
Düzenleme:

Şarkının sözleri, 1816 yılında Avusturyalı katolik rahip Mohr tarafından yazılmıştır. 1818 yılında Mohr’un şiirini kilise organisti Gruber, noel ayini için bestelemiştir. Slint Night, zamanla farklı ülkelerde farklı besteciler tarafından yeniden düzenlenmiş versiyonları ile farklı müzik türlerinde; sevilen bir yılbaşı şarkısı olarak solo performanslardan büyük orkestralara kadar vazgeçilmez bir repertuvar şarkısı olmuştur.

Sto Perigiali To Kryfo

Söz: Georgios SEFERIS
Müzik: Mikis TEODORAKIS
Düzenleme:

Adını, Yunan şairi Seferis’in 1935 yılında yazdığı Mythistorema adlı şiir kitabındaki bir şiirden alır. Türkçesi ‘Gizli Koyda’ olan bu şiiri Teodorakis, 1960’lı yıllarda bestelemiştir. Şiirin, Yunan halkının toplumsal ve tarihi hafızasında yer etmiş diaspora kavramına da kimlik ve aidiyet üzerinden gönderme yaptığı belirtilir. Sto Perigiali (gizli koyda), belki de kaybedilmiş bir vatanı veya yurt özlemini simgelemektedir. Şarkının yavaş tempolu hüzünlü yapısı, akılda kalıcı melodisiyle dinleyene bazen bir ağıtı yaşatırken bazen de umudu hissettirir.

Yarnana (Arnavut Halk Şarkısı)

Düzenleme: Nevin APAYDIN

Özellikle Balkan Yarımadası'nda bilinen ve sevilen; aşk temalı, hareketli ve kıvrak bir şarkıdır.

Yiğidim Aslanım

Söz: Bedri Rahmi EYÜBOĞLU
Müzik: Zülfü LİVANELİ
Düzenleme: Nevin APAYDIN

Yiğidim Aslanım, Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun arkadaşı Nazım Hikmet'e ithâfen, Bursa Cezaevi’ndeki koşullarına ve yapılan haksızlığa dikkat çeken bir sesleniş olarak yazdığı şiiridir. Bedri Rahmi, Nazım Hikmet'in cezaevindeki açlık grevine: “Ne haram yedin ne cana kıydın , on üç yıl hapiste derman kalır mı? Azrail aç susuz canın alır mı?” dizeleri ile gönderme yapar. Zülfü Livaneli, şarkıyı 1980 darbesi sonrası sürgünde yaşadığı İsveç'te bestelemiştir. Politik duruşu ile devrimci ve ilerici unsurların benimsediği bu yolda boyun eğmeyen kaybedilmiş canlara adanan sanatsal bir direniş şarkısına dönüşmüştür.

Yovano Yovanke (Makedon Halk Şarkısı)

Düzenleme: Nevin APAYDIN

Balkan müziğinin en sevilen şarkılarından biridir. Kimi zaman savaşlar, göçler kimi zaman da inançlar ayırır aşıkları. Ayrılıklara şahit olan dağlar, ovalar, nehirler şarkılara konu olur. Şarkının Balkan Halkları'nın kültürüyle beslenen ezgi yapısı; duygusal, enerjik ve sıcaktır.

Eser Adı